Al

El arketipinden. Al(mak) ilk elden elle ilişkilidir. El, zihnin ilk uzantısı, şeylere dokunabildiği, ulaşabildiği (ulanmak da buradan çıkar), ilk organıdır. Zihnin şeyleri algılamasında, kavramasında, duyumsamasında, dokunmak denilen duyumun gerçekleşmesinde, şeyleri kendi gerçekliğiyle, içerden bir yerden hissetmesinde en önemli uzuvdur. Bir nesneyi alırken elimizi kullanırız. Zihnin tasarladığı bir aleti elle yaparız. Zihin ve ellerimizin ilişkisi bu çalışmanın amacını aşmaktadır. Almak’ın elle mümkün olduğunu söylemekle yetinelim.

Ateş ve ateşin rengi (kırmızı) anlamına gelen ‘al’ın, aynı kökten türeyen, alaz, alev gibi kelimelerin örnekseme yoluyla ateşin alma, yok etme gücünden türediğini, bu nedenle el arketipine bağlandığını kaydedelim. (Bkz.: “Alev/Alaz/Alazlama” maddesi.) ‘Almak’ın kendisinde zaten “yok etme, ortadan kaldırma vb.” anlamları saklıdır. ‘Almak’ın ateş anlamındaki ‘al’a önceliği buradan kaynaklanır. Tüm bu anlamlar el arketipine, elin işlevselliğine yaslanır. (“al”ın geçmişte renk olarak işlerliği için bkz.: el-Kaşgarî: 2007: 137-138).

l teksesinin işlevi iki şey arasında ilgi kurmak, iki şeyi birbirine ulamaktır. Bu nedenle Türkçede kelimelerin başına değinge olarak gelmez. Kaba bir ünlem ifadesi olan “la” oğlanın bozulmuş bir formudur. Kaşgarlı Mahmud, ‘l’ ile başlayan 9 adet kelimeye ve bugün de kullandığımız “la” ilgecine yer verir. Bu ilgecin “oğlan”ın bozulmuş bir formu olduğunu söylemiştik. Kaşgarlı Mahmud’un aktardığı geriye kalan 9 kelime de Türkçe gibi durmaz. Bunlardan “şahin” anlamına gelen “laçin” Türkçedir ama “alaçin”in göçüşmeye uğramış bir formudur. Kaşgarlı Mahmud, “laçin”i “şahin” olarak aktarır; TDK’da “doğan” ve “şahin” anlamlarında kullandığını belirtilir. [“Lāçin” maddesi ve ‘l’ ile başlayan kelimeler için bkz.: el-Kaşgarî: 2007: 339; ayrıca bkz.: BTS, “Laçin” maddesi]. ‘Laçin’in günümüz Türk lehçelerindeki sesletimlerini aktaran Ertan Besli, “laçin”i “…şahin; kartalgillerden, Avrupa ve Asya’nın dağ, orman ve çalılıklarında yaşayan, 50-55 santimetre uzunluğunda yırtıcı bir kuş (Falco peregrinu)” olarak tanımladıktan sonra çağdaş lehçelerdeki biçimlerini Leksika sözlüğüne atıfla, “Kumuk, Tatar, Başkurt, Altay, Türkiye, Azeri, Tuva, Şor Türkçesi: laçın; Kazak, K. Kalpak, Nogay Türkçesi: laşın, ılaşın; Türkmen: la:çın; Başkurt: ılasın; Uygur: laçin; Hakas: Ilaçın” şeklinde aktarır [Besli: 2010: 79, 80]. Nişanyan da “Laçin” maddesinde bu kelimenin bir kısım sesletimlerine atıfta bulunduktan sonra Eski Türkçesinin “alaçin ala kuş?” olup olmayacağına dair soru işareti koyar. [Nişanyan, “Laçin” maddesi]. Bizce Nişanyan, eski sesletimlerinden birinin “alaçin” olabileceğine dair şüphesinde haklıdır. Bu kelime bahse konu kuşun rengine (ala-alaca) atıfla isimlendirdiğini ilk elden söyler. Dolayısıyla “laçin” bir kuş ismi olarak ‘l’ sesi ile başlamaz, önünde bir ünlü vardır, fakat sonradan düşmüştür. Ne var ki günlük dilde laçin kelimesinin kullanıldığını da pek duymayız. Bu sadece şehirlerde yaşayanlar için değil, Anadolu’da yaşayanlar için de geçerlilik arz eder.

Kaşgarlı Mahmud’un aktardığı, “lāgün”, “lāw”, “lēş”, “lītu”, “līyu”, “limken”, “loxtāy”, “luçnut” kelimeleri günümüz Türkiye Türkçesinde yer almadığı gibi, bir kısmının Çinceden Türkçenin bazı lehçelerine geçmiş olabileceğini veya baştaki ünlünün düşmesiyle biçimlendiğini belirtmek gerekir. [el-Kaşgarî: 2007: 339]. Günümüz Türkçesinde yer alan ‘l’ ile başlayan kelimeler ya ekseriyetle Arapça, Farsça ve Fransızcadan ya da başka dillerden gelmiştir.

‘l teksesi’ tam da bu noktada üzerine düşeni yapmaktadır. İki şey arasında ilgi kurduğundan, iki şeyin, yani iki sesin arasında ya da istisnai eklerde kelimenin sonunda yer alması gerekir. –l ek olarak kelime sonuna geldiğinde iki şey arasındaki ilişkiyi bir üçüncüyle kurar. Örneğin; balıkçıl, ardıl, insancıl, barışçıl.  (Ayrıca bkz.: “Akçıl”, “Anacıl” maddeleri).

Bu, Türkçede “l” ile başlayan yeni bir kelime türetilemeyeceğini iddia etmek değildir. Ama bugüne kadar bunun bir örneği yoksa üstlendiği görevin, seslerin arasına ya da bazı örneklerde olduğu gibi sonuna gelerek ilgi kurmasındandır.

Yorum bırakın